Nazım Hikmet ve Marksist Leninist Estetik

Nazım Hikmet ve Marksist Leninist Estetik

Devamını Oku »


Kitap Adı: Nazım Hikmet ve Marksist Leninist Estetik

Yazar Adı:  Ali Aracı
Yayınevi: TAVIR Yayınları
Basım Tarihi: Ocak 2025

Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız

Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız

 

NAZIM HİKMET ve MARKSİST-LENİNİST ESTETİK

Nazım Hikmet, Anadolu’muzda edebiyat, sanat ve estetik açıdan bir dönüm noktası olmuştur. Nazım’ın ortaya çıkması bir tesadüf değildir. Nazım’ın estetik açıdan büyüklüğü ona ilahi bir kudret olarak gökten inmemiştir. Siyasal tarihsel, toplumsal nedenleri vardır.

On bin yıllık köklü bir uygarlık tarihiyle Anadolu’nun kültür hazinesi çok zengindir. Ezop masallarını ortaya çıkaran bu toprağın insanlarıdır. Onlardan Yunus Emre’ye, Pir Sultan Abdal’a uzanır. Köroğlu Karacaoğlan, Dadaloğlu aynı hamurda yoğrulmuştur...

Anadolu topraklarında 600 yıl egemenlik kuran Osmanlı, büyük baskılarına rağmen halk ozanlarının şiirlerinin, destanlarının gelişmesine, yayılmasın a engel olamamıştır.

Bununla birlikte Anadolu topraklarında feodal düzenin uzun süre devam etmesi nedeniyle, güçlü bir işçi sınıfı ve burjuvazi de ortaya çıkamamıştır. Bu nedenle Anadolu sanatı, sürülmemiş topraktaki tohum gibi şartların olgunlaşmasını sabırla beklemiş, köklerini derinlere salmaya devam etmiştir. Avrupa’da 17-18. Yüzyıllardan itibar en yaşanan sanat ve estetik alanındaki sıçrama Anadolu’da yaşanmamıştır. Çünkü Anadolu’da, feodalizmin niteliği gereği büyük sıçrama yaratabilecek burjuva devrimleri yaşanamamıştı. Bir proletarya sınıfını ortaya çıkarabilecek koşullar yoktu.

Yüzlerce yıl feodalizmin baskısı altında kalan Anadolu’da halk şiiri, halk destanları, masalları köklerini daha da derinlere salmış, dilden dile yayılmıştı.

1914-18 yılları arasındaki Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı tüm dünya halklarını etkilemişti. Anadolu’nun dibinde, Rus Çarlığı yıkıldı, Sovyetler Birliği kuruldu. Hemen ardından Anadolu’ da Emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı kazanıldı.

Bu çalkantılı dönemde hayata gözlerini açan Nazım, küçük yaşlardan itibaren şiirle içiçeydi. Nazım Hikmet’in dedesi şairdi, ayrıca annesi ressamdı. Ve dönemin ünlü şairlerinden biri evlerini sıklıkla ziyaret eder, onunla şiir üzerine konuşmalar yaparlardı. Bu koşullarda ortaya çıkan şiir duyarlılığı asıl olarak SSCB’ye gitmesinden sonra büyük gelişme göstermiştir. 4 Yıl boyunca SSCB Doğu Bilimleri Akademisi’nde “Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm”, “Marksizm Leninizm”, “dünya siyasi tarihi” gibi dersler gördü. Dünya halklarının sanatını enternasyonalist bir bakışla inceleme olanağı bulmuştu. Ulusal sanatın önemini kavradı. Ve Anadolu hapishanelerinde tanıştığı, ona türlü türlü hikayeler anlatan, türküler okuyan halkımızın yoksul insanları, onun şiirini büyük oranda etkilemiştir.

Nazım Hikmet, “Beni geldiğim yere Anadolu getirmiştir” diyerek kavgasının ve şiirinin köklerini anlatır.

Nazım Hikmet’in estetiği on bin yıllık Anadolu uygarlıklarından süzülüp, sosyalist bakışla yeni bir şekle bürünmüştür. Anadolu gerçekçiliği, Nazım’ın sosyalist gerçekçi anlayışının temelleri, kökleri arasında yer almıştır. Nazım Hikmet’ ten sonra gelen bütün sanatçılar, edebiyatçılar onun sürdüğü topraklarda boy vermiştir. Anadolu şiiri keskin bir çizgi olarak değişmiş, büyük bir sıçrama yaşamıştır. Öykü, roman sanatında Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Yaşar Kemal ve onların devamcılarının gelişmesine etkide bulunmuştur. Müzikte ise Ruhi Su, onun açtığı yoldan yürümüştür. Ruhi Su, Türkülerimizi çok sesli, gürül gürül okumuş, “Türkülerimizi pısırık okumalardan kurtarmıştır.” Arkasından gelen ozanlara yepyeni bir ufuk açmıştır. Halk tiyatrolarının gelişmesinde de büyük oranda Nazım Hikmet’in etkisi olmuştur. 70 ‘li yılların devrimci tiyatro grupları Nazım’ ın destanlarını oyunlaştırmış, Bertold Brecht ‘in ve Sovyet tiyatrosunun da etkisiyle devrimci tiyatro yeni içeriklere bürünmüştür. Batı taklidi devlet tiyatrolarının dışında sokak tiyatroları, işçi tiyatroları ortaya çıkmıştır. Ağır kostümler, şaşaalı sahnelerin yerini; sahne niyetine pazar tezgahlarının aldığı tiyatrolar görülmüştür.

Nazım Hikmet örgütlüdür. Tek başına bir kültür sanat okulu gibi çalışmıştır. Partisi içindeki oportünist unsurlara karşı mücadele ederken devrimci mücadelesini sürdürmüş, gizli matbaalar kurmuş devrimci bildiriler yayınlamıştır. Bununla birlikte devrimci sanatını da geliştirmiştir.

Nazım Hikmet, dünya tarihinin en köklü uygarlıklarının yaşadığı, büyük kültür hazinesi biriktirmiş olan Anadolu’muzda yüzlerce yıl sürülmemiş toprağı sürer gibi sanat ve edebiyat tarlasını sürmüştür. Sanatını Marksist-Leninist bir estetik anlayışla geliştirmek için sürekli çalışmıştır. Şiirleriyle, yazılarıyla devrimci estetiğin gelişmesine büyük katkısı olmuştur.




0 Reviews