Devamını Oku »
Kitap Adı: Devrimci Avukatlık (Yenilendi)
Yazar Adı: Aytaç Ünsal
Yayınevi: Boran Yayınevi
Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız
Devrimci
Avukatlık Aytaç Ünsal
ÖNSÖZ
Avukatlık
Ayrıcalıklı Bir Meslek Midir?
Evet,
avukatlığın bir “kamu hizmeti” yönü olması nedeniyle birtakım ayrıcalıkları
olduğu kabul edilir. Ama en önemlisi halkın adalet talebi ve adaleti sağlama
mücadelesi ile şöyle ya da böyle ilgili olması nedeniyle pek çok meslek
arasında özel bir yeri olduğunu söyleyebiliriz. Avukatların hem müvekkillerine
karşı hem devlete karşı bağımsızlığı düşüncesi ve bunlardan kaynaklanan
ayrıcalıkları da bundan ileri gelir.
Savunma
dokunulmazlığı, kamu alanındaki işlemlerinde öncelik, kamu kuruluşlarının
avukatlara yardım etmesi ve mesleğin onuru, namusu ve dürüstlüğünün mesleğin
temeli olması, reklam yasağı, ticari olmaması gibi nitelikleri de bunlara
ekleyebiliriz.
Bu
ayrıcalıkların nedeni, kanunda avukatın görevlerinin “hukuki mesele ve
anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk
kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakimler, resmi
ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamak” olarak sayılmasıdır.
Kanun
Barolara da “hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak” görevi
yüklemiştir. Dolayısıyla avukatlık ticari bir faaliyetten çok toplumsal bir
meslek olarak kabul edilebilir. Kanunun düzenlemesinden yola çıkarak ve “olması
gereken” açısından değerlendirdiğimizde bunların doğruluğuna şüphe yoktur;
ancak gerçeklik böyle midir? Avukatlar hala bağımsız mıdır?
Adaletin ve
hakkaniyetin yerini bulması, hukukun uygulanması konusunda hangi imkanlara
sahipler?
Devletin bu
amaçlara aykırı tutum ve davranışları hatta yasal düzenlemeleri yok mu?...
Bu ve
benzeri herkesin cevabını bildiği sorulardır.
Bugün
ülkemizde hukuki düzenlemeler ve pratik uygulamalarının birbiriyle örtüşmediği
açıktır. Elbette sadece ülkemiz açısından değil dünya ölçeğinde aynı durum söz
konusudur.
İçinde
yaşadığımız dönemde kapitalist düzenin bir gerçekliği olarak avukatlar,
kendilerinden beklenen amaçlardan hızla uzaklaşırken, hukukun kendisi de
metalaşmaktadır. Ancak her şeye rağmen hukuk, kendisinden beklenen temel
işlevinden tamamen uzaklaştırılabilmiş ve ticarileştirilebilmiş değildir. Bu,
elbette ekmek, adalet, özgürlük mücadelesi veren, mesleği bu mücadelenin bir
parçası olarak ele alan, halkın çıkarlarını öncelikle sayan avukatların
başarısıdır.
Bugün
Devrimci Avukatlar;
*Hukuku
halkın mücadelesinin bir parçası olarak ele aldıkları,
*Hukuku
iktidarlara karşı bir silah gibi kullandıkları,
*Halka
bilinç ve umut taşıdıkları,
*Hukuksal
mücadeleyi toplumsal mücadele ile birleştirdikleri,
*Avukatlığın
yozlaşmasına karşı durdukları,
*Birlik ve
dayanışmayı güçlendirdikleri için bedel ödüyorlar
Bedel
ödüyorlar ama vazgeçmiyorlar.
Tutsak
alınıyorlar ama direnmekten ve üretmekten, tartışmaktan vazgeçmiyorlar. Ve tüm
avukatları mücadeleye ve halkın avukatlığını yapmaya çağırıyorlar. “Mesleğin
ilerici ve olumlu yanlarını, toplumsal özünü, siyasal etkisini, kültürel
zenginliğini, mücadele dinamiklerini başka türlü korumak mümkün değildir!”
diyorlar.
Mesleğin
Ticarileşmesi Avukatı Da Nesneleştirmekte,Onu Düzenin İşsiz Ve Çaresiz
Bıraktığı Milyonların Arasına İtmektedir
Verilere
şöyle bir göz atalım.
* 2018
verilerine göre; 41’i devlet olmak üzere 82 üniversitede hukuk fakültesi
bulunmaktadır.
*Barolar
Birliği verilerine göre avukat sayısı 31 Aralık 2018’de 116 bin 779’a
ulaşmıştır.
*Her yıl
ortalama 10 bin kişi avukat olmaktadır.
Avukat
sayısındaki bu hızlı artış, avukatların işçi sınıfına katılmasına neden
olmaktadır. Bununla birlikte işsizler arasına avukatlar da katılmaktadır.
Mezun olan
avukatların önemli bir kesimi, avukatlık bürolarında ücret karşılığı
çalışmakta. Başkalarının haklarını almak için mücadele eden bu avukatların çoğu
oldukça düşük ücretlerle, doğru dürüst sosyal güvenceye bile sahibi olmadan
çalıştıkları halde, kendilerini işçi olarak düşün(e)mediklerinden, işten
çıkarıldıklarında kıdem tazminatlarını talep de edemiyorlar.
Daha On Yıl
Öncesine Kadar
“İşçi
Avukat” Kavramına Karşı Çıkılırken,
Bugün İşçi
Avukatların Durumu
Ve Sorunları
Tartışılmaya Başlanmıştır
Avukatlık
büroları ekonomik nedenlerle peş peşe kapanmak zorunda kalırken, onlarca,
yüzlerce avukatı çalıştıran avukatlık bürolarının sayıları hızla artmaktadır.
*Mesleğe
yeni başlayan avukatların büro açması hayal olarak kalmaktadır.
*İşçi
avukatların çalışma koşulları ağır, ücretleri düşük, mesleki tatmin düzeyleri azalmaktadır.
*Bu tarz bir
çalışma, avukatlık mesleğinin yürütülme biçimini de değiştirmekte, dar bir
uzmanlık alanına hapsedilerek avukatlık ‘teknik bir iş’e indirgenmektedir.
*Bu durum
karşısında avukatların bağımsızlığından ve etik kurallarından bahsetmek mümkün
olmamaktadır.
Kapitalizmin
işleyiş yasalarıdır bunlar ve avukatları olduğu gibi her mesleği piyasa alanına
çeker.
Sistem,
Avukatları Hızla İşçi Sınıfına Bağlıyor
Kendisi de
bir süre avukatlık yapmış olan Lenin’in bu durumu çok sade özetlemiştir.
"Kapitalizm insan emeğinin tüm alanlarında büro ve meslek sahibi işçilerin
sayısını dikkate değer bir hızla artırıyor ve entelektüeller için büyüyen bir
talep yaratıyor.
Bunlar
ilişkileri, dünya görüşleri vb. ile kısmen burjuvaziye bağlanıyorlar, kısmen de
kapitalizmin bağımsız pozisyonlarını ellerinden aldığı, onları ücretli işçi
olmaya zorladığı ve yaşam standardını düşürmekle tehdit ettiği entelektüeller
olarak işçi sınıfına bağlanarak öteki sınıflar arasında özel bir yer
tutuyorlar.”
Sistem,
avukatları hızla işçi sınıfına bağlıyor. Fakat ne yazık ki, sınıfsal dönüşümün
hızı, ideolojik bir dönüşüm yaratmıyor. Binlerce genç, zor koşullarda çalışan
avukatlar ideolojik olarak kendilerini işçi görmeyip, daha yüksek bir yaşam
standardını yakalayabilme umutları taşıyorlar. Hem hukukun işlevine, toplumsal
yapıdaki etkisine hem de mesleğin dönüşümüne ilişkin yanlış ideolojik
şekillenme düzeni güçlendirmektedir.
Gerçek şu
ki, ne meslek sorunları, ne avukatlığın geldiği durum, ne de halkın yaşadığı
sorunlar birbirinden kopuk değildir. Avukat, sistemin çelişkilerini,
sancılarını yaşar. Bundan kaçış mümkün değildir ancak bununla mücadele edilerek
karşı koyabilir ve bize dayatılanlara mahkum olmayız.
Avukatlar,
mesleklerinin toplumsal özüne sahip çıkmalıdır. Meslek sorunlarına karşı
örgütlenmeli, halkın hakları için mücadele etmenin, mesleğin itibarının ve
gelişimin kaynağı olduğunu bilmelidir.
Halkın Hukuk
Bürosu
0 Reviews